Gelişmiş Ülkelere Göç Yavaşladı; Ailevi ve İnsani Göçler Artmaya Devam Ediyor

Gelişmiş Ülkelere Göç Yavaşladı; Ailevi ve İnsani Göçler Artmaya Devam Ediyor
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yeni raporu, son birkaç yıldır dikkat çekici bir büyüme gösteren gelişmiş ekonomilere yönelik göç akışının 2024 yılında azaldığını gösteriyor.
Ancak, ailevi ve insani göçlerin artmaya devam etmesi, sosyal entegrasyon sistemleri ve kamu hizmetleri üzerindeki baskıyı artırıyor.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün raporuna göre, zengin ülkelere kalıcı göç 2024 yılında yaklaşık yüzde 4 azalırken, iş gücü göçü de geçen yıla göre yüzde 21 daha düşük kaydedildi.
Euronews Farsça, bu örgütün Genel Sekreteri Matthias Cormann’a atfen, göçün ileri ekonomilerin iş gücü temininde ve sürdürülebilirliğinde önemli bir rol oynadığını yazıyor. Ancak göçün azalmasının, Britanya gibi ülkelerdeki vize sıkılaştırmaları ve Almanya ile Hollanda’daki iş gücü çekim politikalarındaki değişim sebebiyle gerçekleştiğini belirtiyor.
İş gücü göçündeki azalmaya rağmen, ailevi ve insani göçler artmaya devam ediyor; bu da kamu hizmetleri, konut, eğitim ve sağlık üzerindeki baskıyı artırıyor.
Associated Press’e göre, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü üyesi birçok ülkede göçmenlerin istihdam oranı, yerli nüfustan bile daha yüksek. Ancak sosyal ve mesleki entegrasyonu optimum hale getirecek politikalara ihtiyaç duyulmaya devam ediliyor.
Rapora göre, geçen yıl bu örgütün üye ülkelerinde yaklaşık altı milyon iki yüz bin kişi ikamet etti, ki bu rakam, COVID-19 salgını öncesine göre hala yüzde 15 daha yüksek.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, göç akışının azalması durumunda, gelişmiş ülkelerin 2060 yılına kadar iş gücü kıtlığı ile karşı karşıya kalabileceği ve ekonomik büyümenin sınırlı olabileceği konusunda uyardı.
Rapor ayrıca, etkili göç politikalarının, dil eğitiminin, yabancı diplomaların değerlendirilmesinin ve beceri gelişiminin göçmen entegrasyonunu kolaylaştırmada zorunlu olduğunu vurguluyor.
Uzmanlar, değişen kalıplara rağmen, göçün hala gelişmiş ülkelerde ekonomik büyümenin ve iş gücü temininin temel bir itici gücü olduğunu ve hükümetlerin sosyal ve ekonomik baskıları yönetmeye hazır olması gerektiğine inanıyorlar.




