Suriye

Zorunlu Göç: Suriye Alevilerinin Durumu; Uluslararası Sessizlik Gölgesinde Dini Soykırım

Zorunlu Göç: Suriye Alevilerinin Durumu; Uluslararası Sessizlik Gölgesinde Dini Soykırım

Hama vilayetinin kuzeyindeki Sahil el-Ghab bölgesindeki Alevi köyleri birer birer boşalmaktadır.

Sahadaki bulgular, bu geniş çaplı göçün savaş ya da yoksulluk sonucu değil, dini temizlik ve bölgenin demografik yapısını değiştirmeyi hedefleyen kasıtlı bir planın parçası olduğunu göstermektedir.

Bu süreç, yerel yöneticilerin sessizliği ve uluslararası toplumun kayıtsızlığıyla devam etmektedir.

👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻

Hama vilayetinin kuzeyinde yaşayan Alevi topluluğu, son günlerde sessiz ve savunmasız bir şekilde evlerini terk etmek zorunda kalıyor.

Sahil el-Ghab bölgesinden gelen raporlar, bu göçlerin gönüllü değil, ağır güvenlik baskıları, silahlı tehditler ve geniş çaplı mal varlığı hırsızlıkları altında gerçekleştiğini gösteriyor.

“Kefar Akid” köyünde, aylarca silahlı kişilerin baskılarına direnen yirmi Alevi aile sonunda evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Köyün son sakinlerinden biri şöyle diyor: “Her gün tehditler, ateşli silahlarla saldırılar ve hayvanlarımıza, tarlalarımıza yapılan saldırılarla karşı karşıyaydık. En sonunda, üzerimizdeki kıyafetlerden başka bir şey olmadan evleri terk ettik.”

Bu durum tek bir köyle sınırlı kalmıyor. Sahil el-Ghab’da Alevilerin son kalelerinden olan “Aziziye”de de daha önceki nüfusun yüzde 15’inden azı kaldı.

Bölge sakinleri, mal varlıklarının gaspından, adam kaçırmadan ve bazı güvenlik güçlerinin silahlı saldırganlarla işbirliğinden şikayet ediyor.

Göçmenlerin anlattıkları hikayelerde dini motifler açıkça görülmektedir.

Ailesiyle birlikte “Kubur Fidha” köyünden göç eden “Ümmü Ali” şunları söylüyor: “Evlerini yıktığımız için bizim de göçmenlik acısını tatmamız gerektiğini söylediler. Oysa köyümüzün gençleri sadece çiftçiydi, ne asker ne de güvenlik görevlisiydi.”

Doğrudan tehditlerin yanı sıra, arazi mülkiyeti konusunda hukuki bahanelerin kullanılması da görülmektedir.

Resmi sözleşmelerle Alevilere tahsis edilen tarım arazileri, şimdi yeni iddialarla karşılaşılıyor ve zorla ellerinden alınıyor.

Yerel aktivistler, dini temizliğin en başından beri planlandığını ifade ediyor; bu projenin küçük köylerden başlayarak Hama’nın kuzeyinin demografik yapısını tamamen değiştirmeyi hedeflediğini belirtiyorlar.

Bu sürecin yoğunlaşmasına rağmen, uluslararası kuruluşlardan veya insan hakları örgütlerinden etkili bir tepki gelmiyor.

Bu durumun devam etmesi, büyük insanlık trajedilerinin tekrarlanma riskini artırabilir; bu trajedinin ana mağdurları, sadece dini inançları yüzünden savunmasız kalan insanlardır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu