İngiltere’de, İslam Karşıtı Aşırıcıların Mali ve Medya Arkasındaki Perde

İngiltere’de, İslam Karşıtı Aşırıcıların Mali ve Medya Arkasındaki Perde
Londra’daki son aşırı sağ gösteriler, İslam karşıtı akımların sadece sokaklarda nefret saçmakla kalmadığını, aynı zamanda güçlü bir mali ve medya desteğiyle desteklendiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
Londra’daki geniş çaplı aşırı sağ akımların gösterileri, bir kez daha kamuoyunun odağını bu grupların mali ve medya arkasındaki perdeye çekmiştir.
“Arabi 21″e göre, Londra’da yaşayan Cezayirli bir yazar, bu toplantıların spontane bir halk hareketinden çok, medyada bir güç gösterisi olarak önceden planlanmış bir program gibi göründüğünü belirtti.
Metropolitan Polisi, katılımcı sayısını yaklaşık 110 bin olarak açıkladı. Oysa organizatörler bunu “milyonlar” olarak nitelendirdi.
Geçmiş yıllardaki protestolarla karşılaştırıldığında, bu iddianın yanlış olduğu görülüyor. Çünkü Londra, çok daha büyük toplantılara ev sahipliği yapmıştır.
2003 yılındaki yaklaşık iki milyon kişinin katıldığı savaş karşıtı yürüyüş ve Mart 2024’te 450 bin kişinin sokaklara çıktığı Filistin destekli gösteri gibi.
“Arabi 21″e göre, son toplantının liderliğini, göçmen ve İslam karşıtı nefret ve şiddeti körükleme geçmişine sahip “Tommy Robinson” üstlendi.
O, özellikle ırkçı sloganlar ve üyelerinin şiddet içeren eylemleri nedeniyle tanınan aşırı bir grubu 2009 yılında kurdu.
Gösteriye katılanlar, İngiltere, Amerika ve İsrail bayraklarını dalgalandırarak Filistin karşıtı sloganlar attılar.
Bazıları ise haçlı kıyafetleri ve Donald Trump şapkaları giyerek, bu toplantının ideolojik ve siyasi doğasına vurgu yaptılar.
Toplantının aynı günü, Observer gazetesi, içişleri editörü yazılı bir makale yayınlayarak, Amerikalı Yahudi milyarder “Robert Shillman”ın Robinson’un başlıca mali destekçilerinden biri olduğunu yazdı.
Bu medya kuruluşu, böyle destekçilerin mali ve medya nüfuzunun, Robinson’u İngiltere’nin aşırı sağının sembolüne dönüştürme konusunda anahtar bir rol oynadığını hatırlattı.
Bu gelişmeler, Avrupa’daki İslam karşıtı akımların, sadece sokak hareketleriyle sınırlı kalmadığını, aksine, İslam ve Müslümanlara karşı nefreti yaymak için organize mali ve medya ağlarına dayanarak harekete geçtiğini gözler önüne seriyor.