Erbain; Dünyanın En Büyük Barışçıl Buluşması ve Irak Cömertliğinin Eşsiz Bir Tezahürü

Erbain; Dünyanın En Büyük Barışçıl Buluşması ve Irak Cömertliğinin Eşsiz Bir Tezahürü
Erbain-i Hüseyni, yalnızca İmam Hüseyin (a.s) ve ashabının Kerbela’daki şehadetini anmakla kalmıyor, aynı zamanda Irak halkının eşsiz bir dayanışma, fedakarlık ve misafirperverlik sahnesi haline geliyor.
Dünyanın dört bir yanından milyonlarca ziyaretçilerin bir araya geldiği ve sıradan Irak halkının misafirperverliği ve gönüllü hizmetleri aracılığıyla insanlık onurunu ve direniş ruhunu deneyimlediği bir yer.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
İmam Hüseyin’in (a.s) şehadetinin kırkıncı günü anlamına gelen Erbain-i Hüseyni, her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca insanı kutsal şehir Kerbela’ya çekiyor.
Hz. Peygamber’in (s.a.a) torunu İmam Hüseyin (a.s), hicretin 61. yılında Aşura günü az sayıdaki sahabesiyle birlikte zulüme karşı ayağa kalkmış ve şehit olmuştur. Bu duruş, haksızlığa karşı direnişin ebedi sembolü haline gelmiştir.
Erbain’in en önemli tezahürü, Irak’ın çeşitli şehirlerinden Kerbela’ya, özellikle de milyonlarca insanın iki-üç günde kat ettiği 72 kilometrelik Necef-Kerbela güzergahına yapılan büyük ziyaretçi kafilesidir.
Bu güzergah boyunca İmam Hüseyin’e (a.s) sadakat sloganları yankılanır ve Basra, Bağdat, Hille, Kufe ve diğer şehirlerden gelen kervanlar tek bir hedefe doğru yol alır.
Bu buluşmayı diğerlerinden ayıran şey, Irak halkının eşsiz misafirperverliğidir.
Yol boyunca evler misafirhanelere, dükkanlar mutfağa ve binlerce kafile ücretsiz hizmet merkezlerine dönüşür.
Ziyaretçiler her adımda yiyecek, su, çay ve meyve dolu bir sofrayla karşılanır ve Iraklı çocuklar, yaşlı erkekler ve kadınlar tarifsiz bir coşkuyla hizmet ederler.
Bu ruh hali yalnızca zenginlerle sınırlı değildir. Çiftçiler, işçiler ve esnaf, kısıtlı maddi imkânlarıyla bile ziyaretçileri gururla karşılar.
Birçok aile, İmam Hüseyin’in (a.s) misafirlerine hizmet edebilmek için bir yıllık gelirlerinin tamamını bu günler için biriktirir.
Dünyadaki artan talebin fiyatların yükselmesi anlamına geldiği bir ortamda, Iraklılar başka bir yol seçer: bağışta bulunmak ve kurban kesmek.
Bu kurban vermenin örnekleri sayısızdır. Ziyaretçiler arasında içecek dağıtan gençlerden, yürüyenlerin yorgun ayaklarına masaj yapan yaşlılara kadar.
Engelli veya yaşlı insanlar bile, fiziksel engellerine rağmen, kendilerini ziyaretçilere hizmet ederken bulurlar. Çünkü onları “İmam Hüseyin’in (a.s) misafirleri” olarak görürler ve ona hizmet etmeyi asil bir ibadet olarak kabul ederler.
Dünyanın tüketim ve vurgunculukla boğuştuğu bir dönemde, Erbain evrensel bir fedakarlık, dayanışma ve insanlık mesajı sunmaktadır.
Bu buluşma yalnızca Şiilere özel olmakla kalmayıp, aynı zamanda Sünnileri, Hristiyanları, Ezidileri ve hatta diğer din ve kültürlerden hakikat arayanları da ağırlamaktadır.
Erbain yürüyüş rotası boyunca kurban ve bağışlanma, yalnızca sosyal bir davranış veya dini bir gelenek değil, özünde daha derin bir anlam taşımaktadır.
Bu rota boyunca yiyecek ve sudan konaklama ve tedaviye kadar tüm hizmetlerin ücretsiz olması, maddi vurgunculuktan uzak bir toplumun saf bir resmini çizmektedir.
Birçok din düşünürünün de vurguladığı gibi, bu eşsiz atmosfer insanlara Hz. Mehdi’nin (a.f) hükümetini hatırlatmaktadır. Adalet, eşitlik, sevgi ve başkalarına hizmetin toplumsal ilişkilerin temeli olacağı bir hükümet.
Bu görüşe göre Erbain, yalnızca yıllık bir tören değil, aynı zamanda ideal toplum için küçük bir sembol ve uygulamadır.
Ziyaretçiler ve ev sahiplerinin bu manevi yolculukta, bir bakıma Mehdevi hükümetinde bulunmanın bir ön izlemesini ve pratiğini deneyimledikleri söylenebilir.
Kâr ve zararın, yoksulluk ve zenginliğin yok olduğu, yalnızca insan onuru ve inanç kardeşliğinin değerlendirme kriteri olacağı bir yer.
Bu nedenle Erbain, bekleyiş kültürünün somut bir tezahürü olarak kabul edilebilir. İnananları vahiy çağında adalet, nezaket ve fedakarlığa dayalı küresel bir toplum inşa etmede rol oynamaya hazırlayan bir kültür.