Hüseyni Hey’etler ve Şiarlar

Sefer Ayı’nın Beşi, Hz. Hüseyin’in Üç Yaşındaki Kızı Hz. Rugeyye’nin Şehadet Yıldönümü

Sefer Ayı’nın Beşi, Hz. Hüseyin’in Üç Yaşındaki Kızı Hz. Rugeyye’nin Şehadet Yıldönümü

Sefer ayının beşinci günü, Hz. Hüseyin’in üç yaşındaki kızı, Hz. Rugeyye’nin şehadetine denk gelmektedir.

👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki haberini inceleyelim.👉🏻

İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında, Kerbela olayını kalıcı bir tarihi harekete dönüştürmede çok önemli rol oynayan şehitlerden biri, Hz. Hüseyin’in üç yaşındaki kızı Hz. Rugeyye’dir ve türbesi Şam şehrinde bulunmaktadır.

Bazı tarihçiler, Hz. Rugeyye’nin tarihsel varlığı konusunda şüphe yayma çabasında olsalar da, “Munteheb-üt Tevarih” kitabında aktarılan tarihsel belgeler dikkate alındığında tüm şüpheler ve tereddütler giderilebilmektedir.

Bu tarihsel belgelerin bir bölümünde, bu üç yaşındaki kızın kabrinin onarımı ve yeniden inşası hadisesi zikredilmiştir: “Birkaç kez Seyyid İbrahim Demeşki ve ailesi, rüyalarında bu üç yaşındaki kızı görürler. Rüyasında Seyyid İbrahim’den Şam valisine gitmesi ve ondan kabri onarmasını istemesi talep edilir. Zira mübarek bedeni kabirde su toplanmış ve rahatsız edilmişti.

Şam valisi bu durumu öğrenince, Şii ve Sünni alimlerden gusül almalarını ve o kutsal kişi huzurunda toplanmalarını istedi. Kilidi açan kişinin, kabri açma ve onarma sorumluluğunu üstlenmesi kararlaştırıldı.

Kilidi yalnızca nesebi Seyyid Murtaza Alamulhuda’ya dayanan Seyyid İbrahim Demeşki, ve Hz. Rugeyye’nin mübarek bedeni üç gün süreyle kabirden çıkarılarak onarıma alındı.

Bu olayın detaylarını öğrenmek isteyenler, Seyid Bin Tavus’un “Luhuf” kitabına başvurabilirler.

Hz. Fatime-i Sağire veya Hz. Rugeyye’nin, Hz. Hüseyin’in (a.s)kızı, acı verici şehadetiyle ilgili şunlar yazılmıştır:

Hz. Rugeyye, Şam harabesindeyken Hz. Zeynep’in yanında oturuyordu ve Şamlı çocukları girip çıkarken gördü. Sordu: “Sevgili halam, bu çocuklar nereye gidiyorlar?” Hz. Zeynep (s.a): “Sevgili yavrum, onlar evlerine gidiyorlar.” dedi. Sordu: “Halam, bizim evimiz yok mu yoksa?” Hz. Zeynep (s.a): “Evet sevgili yavrum, bizim evimiz Medine’de.” dedi. Medine’nin adını duyunca babasıyla geçirdiği güzel anılar zihnine geldi.

Hemen sordu: “Hala, babam nerede?” Hz. Zeynep: “Seyahate çıktı.” dedi. Hz. Rugeyye başka bir şey söylemedi, harabenin bir kenarına çekildi, dizlerini tutarak derin bir hüzün içinde uykuya daldı. Gece yarısını geçtiği zamanda, muhtemelen rüyasında babasını gördü. Rüyadan uyanarak tekrar halasına babasını sordu ve ağlamaya başladı, öyle ki onun ağlaması ve feryadına harabedeki herkes katıldı.

Durum Yezide ulaştırıldığında, Hz. Hüseyin’in (a.s)’ın başının getirilmesi emretti. Hz. Seyyid-i Şüheda’nın (a.s) mübarek başı bir tepside harabeye getirildi ve bu kızın önüne konuldu.

Hz. Rugeyye, tepsinin örtüsünü kaldırdı, Hz. Seyyid-i Şüheda’nın (a.s) mübarek başını gördü, onu kucakladı. Babasının alnını ve dudaklarını öptü, feryadı yükseldi: “Babacığım, kim yüzünü kanla boyadı? Babacığım, kim boynunun damarlarını kesti? Babacığım, hangi zalim beni küçük yaşta yetim bıraktı? Babacığım, yetimler kime sığınır, nasıl büyür?” dedi. “Babacığım, keşke başımı toprağa koysaydım ama sakalın kana bulanmış görmeseydim.”

Hz. Hüseyin’in küçük kızı, babasıyla o kadar tatlı bir şekilde konuştu ve onun başına yakınarak ağladı. Sesi kesildiğinde herkes onun uyuduğunu zannetti. Ama ona yaklaştıklarında gördüler ki, dünyadan göç etmişti.

Gece gassal getirildi ve yıkandı, o harabeye defnedildi.

Hz. Rugeyye ve onun kutsal türbesiyle ilgili tarih boyunca birçok keramet meydana gelmiştir. Bu temiz neslin, Hz. Seyyid-i Şüheda’nın (a.s) Şii ve Sünni hükümdarlarının kalbinde bulunması sebebiyle, velayetin yolundan sapmış olanlar, Ehlibeyt’e yönlendirilmektedir ve bu küçük şehit, adeta bir mum gibi yolunu kaybedenleri kurtarmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu