Gadir Hum Bayramı; Peygamberin Risalet Görevinin Tamamlandığı ve Düşmanların Hayal Kırıklığına Uğradığı Gün

Gadir Hum Bayramı; Peygamberin Risalet Görevinin Tamamlandığı ve Düşmanların Hayal Kırıklığına Uğradığı Gün
Gadir Hum olayı, İslam tarihindeki en önemli olaylardan biridir. Bu olay sırasında İslam Peygamberi (s.a.a), Hicri takvimin 10. yılı olan Zilhicce ayının 18’inde İmam Ali’yi (a.s.) vasisi ve halefi olarak tanıttı ve büyük sahabeler de dahil olmak üzere orada bulunanlar İmam Ali’ye (a.s) biat ettiler.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki haberini inceleyelim.👉🏻
Gadir Hum olayı, sadece kendi zamanında meydana gelen belirli bir tarihi olay değil, aksine tarih boyunca tüm insanların kaderini belirleyen bir olaydır.
Şii hadislerinde bu gün için, en büyük ilahi bayram anlamına gelen Eydullahu Ekber, Ehl-i Beyt (a.s) Bayramı ve en yüce bayram anlamına gelen Eşrefu’l-E’yad gibi ifadeler kullanılmıştır.
Dünya çapındaki Şii’ler bu günü kutluyor ve onu anmak için çeşitli törenler düzenliyorlar. Özellikle son yüzyıllarda bu kutlama daha görkemli bir şekilde kutlanıyor ve Şiiliğin ana sembollerinden biri olarak biliniyor.
Tebliğ ayeti olarak bilinen Maide Suresi’nin 67. ayetine göre Hz. Muhammed (s.a.a), Allah tarafından insanlara Allah’ın emrettiği şeyleri iletmekle görevlendirilmiştir ve bunu yapmasalardı görevlerini yerine getiremezlerdi.
Bu tarihi olay, Hz. Muhammed (s.a.a)’ın Veda Haccı olarak bilinen son hac ziyaretinden, birçok insanın bu bölgeden geçtiği ve birçoğunun henüz buraya ulaşmadığı bir sırada, Gadir Hum denilen bir yere dönmesiyle meydana geldi.
Hz. Muhammed (s.a.a) gidenlere geri dönmelerini emretti ve henüz varmamış olanları da Gadir Hum’a ulaşana kadar bekledi.
Rivayetlere göre, Hz. Peygamber (s.a.a), Gadir Hum’da, tarihi kayıtlara göre sayıları 90.000 ile 144.000 arasında olan tüm insanları topladı ve İmam Ali (a.s)’ın elini herkesin görebileceği şekilde kaldırdı ve şöyle dedi: “Ey insanlar, ben sizin üzerinizde sizden daha fazla velayet sahibi değil miyim?” İnsanlar, “Evet, ey Allah’ın Resulü” diye cevap verdiler. Sonra Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Allah benim velimdir ve ben de müminlerin velisiyim ve ben onlara kendilerinden daha çok velayet sahibiyim. Ben kimin velisi isem, bu Ali de onun velisidir.”
Hz. Peygamber bu cümleyi üç kez tekrarladı ve şöyle dedi: “Allah’ım, Ali’yi seveni sev, ona dost olanla dost ol, ona yardım edene yardım et ve ona dost olmayana dost olma.”
Sonra halka hitap ederek şöyle dedi: “Burada bulunanlar, bu mesajı orada olmayanlara iletsinler.”
Gadir olayından sonra, itmam ayeti olarak bilinen Maide Suresi’nin üçüncü ayeti nazil oldu ve bu günü dinin ve nimetin tamamlanma günü olarak tanıttı.
Kesin olan şey, Müminlerin Emiri’nin halefinin açıkça ilan edilmesi meselesinin sadece Gadir Hum’da yapılmadığı ve Hz. Muhammed (s.a.a)’in Gadir olayından önce de İmam Ali’nin (a.s) halefi olduğunu birkaç kez zikrettiğidir.
İlk defa, meşhur bir rivayete göre, peygamberliğinden üç yıl sonra, Yevmu’d-Dar veya Yevmu’l-Enzar olarak bilinen bir günde, Hz. Muhammed (s.a.a), 15 yaşında bir genç olan İmam Ali’yi (a.s) halefi olarak tanıttı ve bu bağlamda Şuara Suresi’nin 214 ila 216. ayetlerinin nazil olmasının sebebi budur.
Benzer şekilde, Menzilet Hadisi, Hz. Ali’nin (a.s) Hz. Muhammed (s.a.a) ile olan ilişkisini, Hz. Harun’un Hz. Musa ile olan ilişkisine benzer şekilde tanıtan bir rivayettir. Bu hadis, meşhur peygamberlik hadislerinden biridir ve Şii ve Sünni alimler tarafından kabul edilmiştir.
Mütevatir olan bu hadis, Hz. Ali’nin (a.s.) Hz. Peygamber’den sonraki halifeliğini ve ayrıca diğer sahabelerden üstün konumunu göstermektedir.
Meşhur bir rivayete göre, menzilet hadisi Hz. Muhammed (s.a.a.) tarafından birkaç kez alenen zikredilmiş olup, bunların en meşhuru hicri dokuzuncu yılındaki Tebük Savaşı’dır.
Ayrıca, Müslümanlar arasındaki kardeşlik bağı sırasında Hz. Muhammed (s.a.a)’in kendisi ile Hz. Ali (a.s) arasında kardeşlik bağı tesis etmesidir.
İmam Hasan ve İmam Hüseyin (a.