Amerikan Küresel Medyasını Kapatmak; Basın Özgürlüğüne ve Gazetecilerin Hayatlarına Yönelik Bir Tehdit
ABD kendisini ifade özgürlüğünün savunucusu olarak görürken, Trump yönetiminin Amerika Birleşik Devletleri Küresel Medya Ajansı’nı (USAGM) kapatma kararı, sansür uygulanan ülkelerde yüzlerce gazetecinin ve milyonlarca izleyicinin güvenliğine yönelik benzeri görülmemiş bir tehdit yarattı.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki haberini inceleyelim.👉🏻
ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD Küresel Medya Ajansı’nın (USAGM) kapatılması yönündeki emri, insan hakları örgütleri ve gazeteciler arasında endişeye yol açtı.
Bu karar, Voice of America, Radio Free Asia ve Radio Free Europe gibi medya kuruluşlarını kapanmanın eşiğine getirirken, bu kurumlarda çalışan en az 84 yabancı gazetecinin mesleki geleceği ve hatta hayatı için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Foreign Policy’nin haberine göre, Rusya, Belarus, Vietnam, Myanmar ve Kamboçya gibi ülkelerden kaçan gazetecilerin çoğu, ifade özgürlüğünün olmadığı ülkelere geri dönme, sözleşmelerinin iptal edilmesi, tutuklanma veya ağır cezalara çarptırılma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Mahkeme kayıtlarına göre, bunlardan bazıları geri döndüklerinde uzun hapis cezaları ve ölüm tehditleri alma riskiyle karşı karşıya kalacak.
Bazı uzmanlara göre bu eylem, dünyaya kaygı verici bir mesaj gönderiyor: Amerika’nın medya özgürlüğü ve demokrasiyi savunma yönündeki uzun süredir devam eden taahhütlerinden geri adım attığı anlamına geliyor.
Basın özgürlüğü ve insan hakları örgütleri, Kongre’yi risk altındaki gazetecileri korumaya çağıran mektuplar yayınladı.
Uzmanlar, bu eğilimin yalnızca Amerika’nın küresel güvenilirliğini zedelemekle kalmayıp, aynı zamanda otoriter rejimler karşısında özgür medya modelini de tehlikeye attığı konusunda uyarıda bulunuyor.
