Uygur Milletinin Mali Baskılarla Yok Edilmesi; Çin’in Kalbinde Sessiz Bir Felaket

Dünya Uygur Müslümanlarının çektiği acılara göz yumarken, Çin hükümeti modern ekonomik gözetleme araçlarını kullanarak bu halkın sadece kültürünü, dinini ve dilini hedef almakla kalmamış, aynı zamanda geçim kaynaklarını, mülkiyetlerini ve mali özgürlüklerini de kısıtlamıştır.
Uygur bölgesinde yaşananlar, modern köleliğin ve sessiz soykırımın açık bir örneğidir.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
Çin’in kuzeybatısındaki Uygur bölgesi, “özerk” unvanına rağmen yıllardır Çin Komünist Partisi’nin tartışmasız yönetimi altında bulunuyor.
Yaklaşık 12 milyon Uygur Türk Müslümanının yaşadığı bölge, zengin doğal kaynakları ve stratejik konumu nedeniyle Pekin açısından büyük önem taşıyor.

Ama işte bu önem, bu halkın sistemli bir şekilde bastırılmasının bahanesi haline gelmiştir.
Uygur insan hakları aktivisti Raşid Abbas, medyaya yaptığı açıklamada, Uygurlara yönelik mali baskının korkunç boyutlarını ortaya koydu.
Ona göre, her türlü finansal işlem, banka araması, hatta banka hesaplarında para tutulması bile Çin’in güvenlik birimlerinin mercek altında.
Hükümet tek bir emirle yüzlerce kişinin banka hesaplarını dondurabilir, mal varlıklarına el koyabilir.
Hükümet, gözetimin ötesinde, tarım arazilerine el koyarak, akademisyenleri sınır dışı ederek, iş adamlarını tutuklayarak ve kişisel mallara el koyarak Uygurları ekonomiden yok etmeye çalışıyor.
Çok sayıda ev ve çiftlik Han göçmenlerine tahsis edildi.
Ekonomik kalkınma bahanesiyle “yoksulluğun azaltılması” adı altında yürütülen program, aslında Uygur işçilerinin devlet fabrikalarında köleleştirilmesinin kılıfıdır. Reşad Abbas’a göre bu program yoksulluğu azaltmayı değil, Uygurların kimliğini, kültürünü ve geleneksel geçim kaynaklarını ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Dijital çağda baskı artık sadece cop ve hapishanelerle sınırlı değildir. Günümüzde kapalı bir banka hesabı, herhangi bir kurşundan daha ölümcül bir silah olabilir.