Platformlar, Medya, Aşırılıkçılar; Günümüz Dünyasında İslamofobinin Uğursuz Üçgeni

Dijital mecra insan hayatının ayrılmaz bir parçası haline gelirken, medya ve sosyal platformların etkin bir şekilde denetlenememesi İslamofobinin yayılmasına, gerçeklerin çarpıtılmasına ve Müslümanlara yönelik şiddetin kışkırtılmasına zemin hazırlıyor.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
Son yıllarda dijital platformlar, ana akım medya ve aşırılıkçı figürlerden oluşan üçlü, Müslümanlara karşı nefreti teşvik etmeye yönelik organize bir eğilim oluşturdu.

Dijital ortamdaki içeriklerin etkin bir şekilde izlenememesi, bu araçları çarpıtılmış ve ırkçı söylemlerin yayıldığı platformlara dönüştürdü.
Hindistan’da medya ve siber ordular, Müslümanlara yönelik nefreti seçim kazanma aracına dönüştüren politikacıların hizmetine sunuldu.
“Aşkla cihad” ve “zorla İslamlaştırma” gibi kavramların yaygınlaşmasının Müslümanlara yönelik nefret söyleminde yüzde 74’lük bir artışa yol açtığını gösteren raporlar var.
İngiltere’de de GB News gibi medya kuruluşları Müslümanları “saldırgan” olarak göstererek aşırılıkçı söylemleri teşvik ediyor.
Southport olayının ardından internette yayılan yanlış bilgiler Müslümanlara karşı şiddet dalgasını tetikledi.
Öte yandan “X” gibi platformlar, günlük paylaşımlarıyla İslam’ı küresel bir tehdit, Müslümanları da denetim eksikliği nedeniyle tehlikeli olarak gösteren Tommy Robinson, Robert Spencer ve Pamela Geller gibi isimler için güvenli bir alan haline geldi.
Bu eğilim, pek çok İslami örgütün, böylesi zehirli bir atmosferin yalnızca İslam’ın yüzünü bozmakla kalmayıp, aynı zamanda dünyadaki milyonlarca Müslümanın güvenliğini de tehlikeye attığı konusunda uyarıda bulunmasına rağmen devam ediyor.
Uzmanlar, İslamofobinin günümüzde sadece siyasi bir söylem olmadığını düşünerek aksine, bu durum, farkındalık, mevzuat ve uluslararası denetim yoluyla engellenmesi gereken, barışçıl insan yaşamına yönelik ciddi bir tehdit olduğunu düşünmektedirler.