Hindistan’daki Yeni Vakıf Yasasının Sonuçları; Şiilerin Mülkleri Risk Altında

Hindistan’da iktidardaki Bharatiya Janata Partisi’nin desteklediği yeni Vakıf Yasası’nın kabulü, dini mekanların olası müsadere edilmesi, Müslümanların dini bağımsızlığının zayıflaması ve özellikle Şii toplumundan yaygın protestolar gibi sonuçlara yol açtı.
Hindistan Parlamentosu’nda geçen hafta kabul edilen bir yasa tasarısı uyarınca, vakıf kurullarının, mülklerin vakıf olduğunu kanıtlayan resmi belgeler sunması gerekiyor.
Yüzyıllardır kullanılan camiler, Hüseyniyeler, mezarlıklar ve medreseler gibi Şii dini mekanlarının birçoğunun resmi belgeleri bulunmuyor.

Yeni tasarıya göre, tapu belgesinin bulunmaması halinde taşınmazın kaderi “Tahsildar” adı verilen bir devlet kurumunun eline geçecek ve devlet malı olarak tescil edilebilecek.
Tasarının tartışmalı maddelerinden biri de bağışçının, bağıştan önceki beş yıl boyunca Müslüman olması şartı.
Eleştirmenler, bu yasanın “kullanım yoluyla bağışlama” geleneğine aykırı olduğunu ve bir toprak parçasının dinî amaçlarla sürekli kullanılmasının, o toprağın vakfına işaret ettiği kabul edilen kavram olduğunu söylemektedirler.
İktidardaki Bharatiya Janata Partisi yasanın en büyük destekçisi. Bu partinin bazı üyeleri bunu, “kara cihadı” adını verdikleri şeye karşı koymak olarak savundular.
Müslüman toplum, özellikle Şiiler, bu yasayı kendi dini bağımsızlıklarına ve dini mülkiyetlerine yönelik bir saldırı olarak görüyor.