Dünya Sosyal Adalet Günü; Afganistan’daki Şiilerin Durumuna Bir Bakış

Avrupa Birliği Afganistan Delegasyonu, Dünya Sosyal Adalet Günü arifesinde herkes için adaleti sağlama konusundaki kararlılığını yineledi.
👈Arkadaşımızın Afganistan’daki sosyal adaletin tarihsel seyri, özellikle bu ülkedeki Şii ve Hazaraların durumu hakkındaki haberini inceleyelim.👉

Dünya takviminde 20 Şubat “Sosyal Adalet” olarak adlandırılıyor. Çağdaş Afgan tarihi sözlüğünde bazen ulaşılması imkansız bir hayal olarak yer alan bir kavram.
Avrupa Birliği Afganistan Delegasyonu bu yıl ülkedeki tüm insanlar için adalet sağlama konusundaki kararlılığını yineledi.
Ama soru şu: Bu taahhütler slogan olmaktan çıkıp ne kadar gerçeğe dönüştü?!
Yüzyıllardır ayrımcılık ve adaletsizliğin yaralarıyla boğuşan Afganistan, özellikle son yıllarda etnik ve dini azınlıklara yönelik sistematik adaletsizliklere tanıklık ediyor.

Bu arada bir asırdan fazla süredir ayrımcı baskılara, toplu katliamlara ve hatta soykırıma maruz kalan Şii ve Hazaralar, diğerlerinden daha fazla, Afgan toplumunun marjinlerinde yaşamaya devam ediyorlar.
Abdurrahman Han döneminde Hazaralara yönelik gerçekleştirilen katliamdan, son dönemde Sünni aşırılıkçı gruplar IŞİD ve Taliban’ın da aralarında bulunduğu grupların Şii okul ve camilerine yönelik gerçekleştirdiği kanlı saldırılara kadar, bu topluluk defalarca ayrımcı politikaların ve uluslararası toplumun ilgisizliğinin kurbanı oldu.
Avrupa Birliği ve diğer küresel güçler sloganlarında her zaman toplumsal adalet ve insan haklarına vurgu yapsalar da, pratikte Afganistan halkına, özellikle de ezilen azınlıklara yönelik destekleri çoğunlukla konuşma ve açıklamalarla sınırlı kalmıştır.
Şiiler ve Hazaralar terör saldırılarına ve yapısal ayrımcılığa maruz kalırken, daha önce destek sloganları atan uluslararası toplum ve ülkeler, onlara destek olmak için pratikte pek fazla adım atmadı.
2001’de Taliban rejiminin devrilmesinin ardından Afganistan’da adaletin yeniden tesis edilmesi için bir fırsat gibi görünmesine rağmen, Afganistan’daki Şii ve Hazaralar iç ve dış siyasetin marjinlerinde kalmaya devam ettiler.
Bugün AB temsilcileri sosyal adaletten bahsederken, Afganistan’da binlerce Hazara ve Şii ailenin asgari insan haklarına erişimi engelleniyor.
Eğitimden sağlığa, güvenlikten siyasal katılıma kadar bu toplum her zaman yapısal engellerle karşı karşıya kalmıştır.
Böylesi bir ortamda uluslararası toplumun adalet sloganları, pratik eylemlerle desteklenmezse ancak acı bir şakaya dönüşecektir.
Dünya Sosyal Adalet Günü, adaletin sadece konuşmalarla ve demeçlerle sağlanamayacağı gerçeğini düşünmek için bir fırsattır.
Afganistan’ın, özellikle de ezilen azınlıkların, pratik önlemlere ve gerçek desteğe ihtiyacı var.
Uluslararası toplum gerçekten toplumsal adalete inanıyorsa, çok geç olmadan bu tarihi adaletsizliklere son vermek için ciddi adımlar atmalıdır.
Aksi takdirde adalet çağrısı yapan sloganlar sadece güzel sözlerden ibaret kalacaktır. Asla gerçekleşmeyecek sözler…