CIA’in koronavirüsün kökenine ilişkin tutumunu değiştirmesinin ardından Çin, virüsün Wuhan’daki bir laboratuvardan sızdığına dair bir kanıt olmadığını yineledi.
Bazı Amerikalı yetkililer ise siyasi baskının bu tutumu değiştirmede etkili olduğuna inanıyor.
CIA’in koronavirüsün kökenine ilişkin tutum değiştirmesine yanıt olarak Çin, virüsün Wuhan’daki bir laboratuvardan sızdığı iddiasını bir kez daha yalanladı ve salgınla ilgili bilgileri gizlemeden Dünya Sağlık Örgütü ile paylaştığını vurguladı.
Koronavirüs salgınının başlamasının üzerinden dört yıldan fazla zaman geçmesine rağmen virüsün kökeni küresel çapta yaygın bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.
CIA, yakın zamanda yeni bilgileri inceleyerek virüsün Çin’deki bir laboratuvardan sızan bir virüsün kaynağı olma ihtimalinin en yüksek ihtimal olduğunu duyurdu.
Bu tutum değişikliği, CIA’in daha önce böyle bir görüşü kanıtlayacak yeterli kanıt olmadığını açıklamasının ardından geldi.
Çin devlet medyası, bu tutum değişikliğini Donald Trump liderliğindeki yeni ABD yönetiminin baskılarına bağladı.
Trump, başkanlığı sırasında koronavirüsün yayılmasından Çin’i defalarca sorumlu tutmuştu ancak Pekin bu iddiayı her seferinde reddetmişti.
Özellikle Donald Trump’ın başkanlığı döneminde ABD’de yaşanan siyasal baskılar ve iç gelişmelerin bu gelişmeler üzerinde büyük etkisi olduğu ve bu konuda yaygın kuşku ve tereddütlere yol açtığı görülüyor.
SARS-CoV-2 virüsünün tespit edilmesinin yıldönümünde (11 Ocak), Çin hükümeti koronavirüs salgınını Dünya Sağlık Örgütü ile şeffaf bir şekilde ve hiçbir gizlemeye yer vermeden paylaştı.
Bu gelişme, Dünya Sağlık Örgütü’nün bir gün önce Çin’den daha fazla bilgi vermesini istemesinin ardından geldi.
Bu bağlamda, siyasi gerginliklerin ve doğru bilgi eksikliğinin krizi daha da karmaşık hale getirmeye devam ettiği görülüyor.