Güney Afrika’daki İslam’ın Kökleri; Sürgünlerden Dinamik ve Çeşitli Bir Topluma
Güney Afrika’daki İslam’ın Kökleri; Sürgünlerden Dinamik ve Çeşitli Bir Topluma
İlk Müslümanların 1659 yılında Ümit Burnu’na ayak basması, bugün Güney Afrika nüfusunun yaklaşık %3’ünü oluşturan bir toplumun başlangıcını temsil eder. Sürgün, kölelik ve göçle şekillenen bu toplum, şimdi kültürel çeşitlilik ve çağdaş zorluklarla kimliğini korumaktadır.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
İlk Müslümanlar 1659’da Ümit Burnu’na geldiler ve bugün 60 milyonluk Güney Afrika nüfusunun yaklaşık %3’ünü oluşturan yaklaşık 1,6 milyon kişilik bir İslami toplum kurdular.
Bu toplum, yüzyıllar boyunca sürgün ve kölelikten gelişmiş ve apartheid sonrasında ülkenin sosyal dokusunda ve inşasında önemli bir rol üstlenmiştir.
Mabongobwe Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı Naeem Jina, Müslümanların Güney Afrika’ya girişini beş dalga olarak anlatıyor:
İlk sürgün ve köleler; Hintli işçiler ve tüccarlar; Zanzibar’dan gelenler; yerli Afrikalıların dönüşümü; ve Somali, Nijerya, Pakistan ve Bangladeş’ten gelen çağdaş göçmenler. Her dalga, günümüz toplumunda etkisini bırakmış ve kültürel ve dini çeşitliliği şekillendirmiştir.
Cape Town Üniversitesi’nden Abdül Diyan Petersen, Al Jazeera raporunda Güney Afrikalı Müslümanların her zaman küresel İslam ağına entegre olduğunu ve Osmanlılar ve Güneydoğu Asya krallıklarıyla ilişkiler kurduklarını gösteriyor.
Bu küresel ağlar, bilgi, mali kaynaklar ve kültürel kimliğin güçlendirilmesine katkıda bulunmuştur.
Güney Afrikalı Müslümanlar bugün, Batı Cape’de %6,6, KwaZulu-Natal’de %3,2 ve Gauteng’de %2,8 oranında yer almaktadır. Yurt içi gayri safi hasılaya %12 oranında katkıda bulunmalarına rağmen, sınıfsal farklar ve yoksul mahallelerdeki yüksek işsizlik oranı hala zorluk teşkil etmektedir.
Müslüman topluluk kültürel ve dini zorluklarla, sufiler ve selefiler arasındaki anlaşmazlıklar, ırksal ayrımcılık ve tarihi mahalleleri koruma gibi konularla karşı karşıya. Ancak İslami eğitim ve sanatsal ve müzikal faaliyetler, onların kimliğini ve canlılığını muhafaza etmektedir.
Güney Afrika’da İslam’ın hikayesi, sürgünler, direniş ve çeşitli ve dinamik bir toplumda birlikte yaşam çabalarının tarihini yansıtır.
