Suudi Arabistan

Suudi Arabistan’da İdamların Artışı: Af Sözlerinin Yerine Getirilmemesi ve Uluslararası Topluluğun Endişesi

Suudi Arabistan’da İdamların Artışı: Af Sözlerinin Yerine Getirilmemesi ve Uluslararası Topluluğun Endişesi

“Arabi21” web sitesi tarafından hazırlanan rapor, Katif’te iki Şii kardeşin idam edilmesi ve üçüncü kardeşin idam tehdidiyle karşı karşıya kalması olayı, Suudi Arabistan’a karşı uluslararası alanda tepkilere yol açmıştır.

Ülke, insan hakları ihlalleri ve muhaliflerin baskı altına alınması devam ederken vitrin reformlarına odaklanmaktadır.

👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻

Son yıllarda Suudi Arabistan, idam cezalarının belirgin bir şekilde artışına tanık olmuştur.

Bu süreç en çok ülkenin doğusundaki Şii nüfuslu bölgeleri etkilemiştir.

“Arabi21” web sitesine göre, en yeni örnek Katif’teki “Labad” ailesinde, iki kardeşin birkaç yıl arayla idam edilmesi ve üçüncü kardeşin ciddi bir tehdit altında olmasıdır.

Fazıl Labad, 2019 Nisan ayında 2011 ve 2012 protestolarıyla ilgili suçlamalar nedeniyle 36 kişiyle birlikte toplu bir idamda öldürülmüştür.

Altı yıl sonra, Ağustos 2025’te sırada Celal Labad vardı; kendisi “yabancı bir terörist grupla işbirliği yapma ve hâkim Muhammed bin Abdullah el-Ceirani’nin öldürülmesine katılma” suçlamasıyla idam edilmiştir.

Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı’na göre, hâkim el-Ceirani’nin cesedi 2016’da kaçırılmasının ardından 2017’de bulunmuştur.

Uluslararası Af Örgütü dahil olmak üzere insan hakları örgütleri, bu davalardaki yargı sürecini şiddetle “adaletsiz ve adalet garantilerinden yoksun” olarak değerlendirmiştir.

Uluslararası Af Örgütü’nün Orta Doğu sorumlusu Bessan Fakih, BBC ile yaptığı röportajda, Fazıl Labad’ın idamından önceki toplu yargılamanın, Suudilerde tutukluların temel haklarının sürekli ihlal edildiğini gösterdiğini vurgulamıştır.

Şimdi ise, 2017 Eylül ayında gönüllü olarak teslim olan üçüncü kardeş Muhammed Labad, idam riski altındadır.

O, Suudi hükümetinin teslim olan kişilere af sözü vermesi üzerine bu kararı almışsa da, hükümetin bu sözleri yerine getirip getirmeyeceği konusunda endişeler artmıştır.

İdamların artması, Riyad’ın “Vizyon 2030” olarak adlandırılan ekonomik ve sosyal planlarla küresel imajını iyileştirmeye çalıştığı bir dönemde gerçekleşmektedir.

Ancak, uluslararası kurumlar bu yüzeysel değişikliklerin insan hakları durumunda herhangi bir iyileşmeye yol açmadığını düşünmektedir.

Uluslararası toplum ve insan hakları savunucusu örgütler, toplu idamların durdurulması, adil yargılamaların sağlanması ve özellikle 2011 ve 2012 protestolarında tutuklanan gençlerin ve resmi sözlere güvenerek teslim olanların temel haklarına saygı gösterilmesi çağrılarını sürdürmektedir.

Genel olarak, Labad ailesinin hikayesi, Suudi yönetiminin çelişkili tutumunun açık bir sembolüdür: Bir yandan reform ve af vaatleri, diğer yandan idamların ve temel insan haklarının ihlallerinin devam etmesi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu