Soykırımlara Dair Anma: Holokost’tan Gazze’ye; Gazze’de ve Ötesinde Soykırım Döngüsüne Son Vermek

Soykırımlara Dair Anma: Holokost’tan Gazze’ye; Gazze’de ve Ötesinde Soykırım Döngüsüne Son Vermek
Modern tarih, nefret ve baskıcı politikaların yarattığı felaketlerle doludur. Holokost ve Ruanda’dan Ermeniler ve Kamboçya’ya kadar. Bugün, Gazze’de katliam ve kıtlık devam ederken, temel soru şudur: Dünya geçmişten ders alabilir mi ve soykırım döngüsünü durdurabilir mi?
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
20. yüzyıl tarihine bakıldığında, uluslararası toplumun ihmalinin defalarca insani felaketlere yol açtığı görülmektedir. Yale Üniversitesi’nin McMillan Merkezi, 1915 ile 1918 yılları arasında 800 bin ile 1,5 milyon Ermeni’nin sürgün, kıtlık ve katliamın kurbanı olduğunu tahmin ediyor.
Minnesota Üniversitesi Holokost Çalışmaları Merkezi’nin verilerine göre Kamboçya’da, Kızıl Khmer rejimi (1975-1979) iki milyon insanın ölümüne neden oldu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Raporu’nda Ruanda’da sadece 1994 yılına ait yüz günlük dönemde 800 bin Tutsi’nin katledildiği hatırlatılıyor.
Amerika Holokost Anı Müzesi de, Naziler döneminde altı milyon Yahudi ve diğer milyonlarca kurbanın trajedisini dile getiriyor.
Bu deneyimlere rağmen, bugün Gazze tekrar benzer kalıpların yaşandığı bir sahneye dönüşmüştür.
The Guardian ve Associated Press’in haberlerine göre, 2025’in ortasına kadar 60 bini aşkın Filistinli, 18 binden fazla çocuk da dahil olmak üzere, İsrail saldırılarında hayatını kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler, 500 binden fazla insanın mutlak kıtlık durumunda olduğunu ve beş yaşın altındaki 650 bin çocuğun yoğun yetersiz beslenme riski taşıdığını uyarıyor. Uluslararası Af Örgütü, açlığı bir savaş silahı olarak kullanmanın, açık bir soykırım şiddeti örneği olduğunu vurguluyor.
Bu döngü yalnızca Orta Doğu ile sınırlı değildir. Newlines Enstitüsü’nün raporu, Çin’deki Uygur Müslümanlarının hâlâ kitlesel tutuklamalar, zorla kısırlaştırma ve kültürel kimliklerinin yok edilmesi gibi soykırım ölçütlerini karşılayan uygulamaların kurbanı olmaya devam ettiklerini gösteriyor.
Dünya Müslümanlarına Karşı Şiddeti Reddetme Örgütü “Özgür Müslüman”ın yöneticisi Mücteba Ahund, bir röportajda soykırımların kitaplar ve müzelerde kalıntı olarak kalmaması gerektiğini vurguladı. Ona göre, Holokost ve benzeri felaketlerin anısı, bizi harekete geçmeye itmelidir. Bu, halklar arasında dayanışma ve hükümetlerden adil politikaların talep edilmesiyle anlam bulan bir eylemdir.
Tüm bu felaketlerin ortak mesajı açıktır: “Bir daha asla” tüm insanlar için geçerli olmalıdır. Yalnızca toplu bir eylemle soykırım döngüsünü kırabilir ve kurbanların anısını canlı tutabiliriz.