Rohingya Müslümanları Unutulmuş Durumda; Bangladeş’teki Unutulmuş Kamplarda Rohingya Müslümanlarının Sessiz Çığlığı

Rohingya Müslümanları Unutulmuş Durumda; Bangladeş’teki Unutulmuş Kamplarda Rohingya Müslümanlarının Sessiz Çığlığı
Rohingya Müslümanlarına karşı gerçekleştirilen en acı insanlık trajedilerinden birinin başlangıcının üzerinden sekiz yıl geçti. Ancak dünya hala Bangladeş kamplarında fakirlik, açlık ve unutulmuşlukla mücadele eden mültecilerin bitmeyen acısına kayıtsız kalıyor.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
Myanmar’daki şiddet ve soykırımdan kaçarak 700 binden fazla Rohingya Müslümanı’nın kaçışı üzerinden sekiz yıl geçti. Ancak halen 1,1 milyondan fazla bu mağdur nüfus, Bangladeş’in kalabalık ve geçici kamplarında yaşamını sürdürmektedir.
Bu kamplar şimdi uzun ve unutulmuş acının sembolü haline gelmiştir.
Bu kamplardaki insani durum son derece kritiktir.
Gıda yardımları azalmış, sağlık ve eğitim hizmetleri en düşük seviyede sunulmakta ve birçok sakin için temiz içme suyuna erişim zorlaşmıştır.
Tahminler, mülteciler arasında yetersiz beslenmenin geçen yıla göre %27 arttığını ve birçok kişinin günlük 1000 kalori altında beslendiğini gösteriyor. Bu rakam günlük asgari ihtiyacın altındadır.
Aynı zamanda, uluslararası yardım kuruluşlarının mali kaynakları azalmakta ve bu da mülteci nüfusunun temel ihtiyaçlarına yanıt verme kapasitesini ciddi şekilde sınırlamaktadır.
Yeni mültecilerin kamplara girişi devam ederken, dünya pratikte bu krizden gözünü çekmiştir.
Bangladeş’te bu krizin sekizinci yıldönümü dolayısıyla düzenlenen konferansta uluslararası uzmanlar, mültecilerin Myanmar’a dönüşünün güvenlik eksikliği ve uygun olmayan siyasi koşullar nedeniyle kısa vadede mümkün olmadığını belirttiler.
Onlar, uluslararası toplumun ortak sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini ve bu krizin ağır yükünün sadece Bangladeş’in omuzlarında kalmaması gerektiğini vurguladılar.
İslami Yardım örgütüne göre, 2025 İnsani Müdahale Planı sadece ihtiyaç duyduğu bütçenin %36’sını alabilmiş durumda.
Bu örgüt, hükümetlerin ve İslam ülkelerinin derhal harekete geçerek finansal kaynak sağlamasını, kamplara destek vermesini ve güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde mültecilerin ana vatanlarına dönüşü için zemin hazırlamasını çağrısında bulunmuştur.
Uzmanlar, küresel kayıtsızlığın devam etmesi halinde bu sessiz krizin insanlık açısından geri dönülemez bir felakete dönüşeceği görüşünde.