İran

Ali bin Musa er-Rıza’nın Şehadeti, Sefer Ayının Son Günü

A-li Muhammed’in Âlimi, İmam Rauf, Ali bin Musa er-Rıza’nın Şehadeti, Sefer Ayının Son Günü

Meşhur rivayete göre İmam Rıza’nın şehadeti Hicri 203 yılının Sefer ayının son gününe rastlamaktadır. O yüce şahsiyet, Abbasi halifesi Memun tarafından zehirli üzüm yedirilerek şehit edilmiştir.

👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki haberini inceleyelim.👉🏻

Meşhur rivayete göre Ali bin Musa er-Rıza, Hicri 148 yılının Zilkade ayının 11. gününde Medine’de dünyaya gelmiştir.

Babası İmam Musa bin Cafer ve annesi Necme Hatun’dur.

Adı Ali olup, en meşhur künyesi Ebu’l Hasan’dır ve Ebu’l Hasan es-Sani de denir.

Rıza en bilinen lakabıdır ve bunun yanında, Samine’l-Huccec, Samine’l-Eimme, Garibi’l-Guraba, Muinü’z-Zuafa, Şemsu’ş-Şumus, Anisu’n-Nüfus, Âlimu Âl-i Muhammed, Sadiq, Sabir, Fazıl, Kurratü’l-Aynü’l-Mü’minîn (müminlerin göz nuru), İmam-ı Rauf ve Zamin Ahû gibi lakaplarla da tanınır.

Bu lakaplardan biri “Âlimu Âl-i Muhammed” olup, İmam Rıza’nın ilim ve irfanın zirvesinde olduğunu ifade eder.

İmam Rıza, Hicri 183 yılında imamet görevini üstlenmiş ve 20 yıl boyunca bu görevi yürütmüştür. Onun imamet dönemi Harun Reşid, Muhammed Emin ve Memun Abbasi’nin hilafeti ile aynı zamana denk gelmektedir.

Sekizinci İmam, Horasan’a seyahatinden önce Medine’de yaşıyordu. Hicri 200 veya 201 yılında Memun’un zoruyla Merv’e gitmiş ve tehdit edilerek isteksizce onun veliahtlığını kabul etmiştir.

İmam Rıza (a.a), kendi çağının büyük alimleri, özellikle farklı dinlerin bilginleriyle birçok tartışma oturumu düzenlemiş ve bu oturumlardan daima üstün çıkmıştır.

Silsiletu’z-Zeheb hadisi, tevhid ve onun şartları hakkında İmam Rıza’dan nakledilen kutsal bir hadistir. İmam Rıza bu hadisi Nişabur’dan Merv’e geçerken ifade etmiştir. Bu hadisin ravileri, peygamberimize ve nihayetinde Allah’a kadar zincirleme olarak tüm masum imamlardır. Bu yüzden bu hadis “Silsiletu’z-Zeheb” yani “Altın Zincir” olarak isimlendirilmiştir.

Ayetullah Uzma Seyid Sadık Hüseyni Şirazi, bir ilmi toplantıda, İmam Rıza’dan (a.s) nakledilen Ehli Beyt’in öğretilerini yayma zorunluluğuna ilişkin bir rivayete atıfta bulunarak; “Allah, bizim meselemizi diriltmek için çaba sarf eden kullara rahmet etsin” buyurmuşlardır. Abasalt, bu önemli görevle ilgili olarak sorduğunda İmam şöyle cevapladı: “Bizim ilmimizi öğrenir ve insanlara öğretirse, insanlar sözlerimizin güzelliklerini bilselerdi, bize tabii olurlardı,” demiştir. Eğer dinin gerçekleri ve Peygamber ile Ehli Beyt’in söyledikleri dünya insanlarına ulaşır ve insanlar bu hakikatleri öğrenirse, mutlaka İslam’ı kabul edeceklerdir.

Ayetullah Şirazi, şöyle vurgulamaktadır: Batılıların ve dünyanın bazı insanların nefret ettiği İslam, gerçek İslam değildir; sadece adı İslam’dır. Eğer gerçek İslam dünya halklarına ulaşır ve insanlar dini tanırsa, Ehli Beyt’in tarihini öğrenirlerse, İslam’ı ve Ehli Beyt’in yolunu takip ederler.

İmam Rıza’nın şehadeti, Seferü’l-Ehzan ayının 203. yılı sonunda Memun Abbasi tarafından zehirli üzümle gerçekleştirilmiş olup, günümüzde Meşhed adıyla bilinen Tus şehrinde defnedilmiştir. Bu büyük İmam’ın türbesi, yıl boyunca dünyanın dört bir yanından gelen sadık ziyaretçileri ağırlamaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu