25 Muharrem; İmam Zeynel Abidin (a.s)’ın Şehadet Günü

25 Muharrem; İmam Zeynel Abidin (a.s)’ın Şehadet Günü
Hicri takvimin Muharrem ayının yirmi beşinci günü İmam Zeynel Abidin’in (a.s) şehit edilmesinin yıl dönümüdür. İmam Zeynel Abidin, Ehli Beyt imamlarının dördüncü imamıdır.
Meşhur lakapları arasında Zeynü’l-Âbidîn, Seyyidü’s-Sâcidîn, Sâcid, Zeki ve Emin bulunmaktadır.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki haberini inceleyelim.👉🏻
Hazreti Ali bin Hüseyin, İmam Hüseyin’in oğlu ve dördüncü imam olup, Ebülhasan ve Ebümuhammed künyeleriyle bilinir. Meşhur rivayetlere göre Hicri 38 yılında Şaban ayının beşinci günü Medine’de dünyaya gelmiştir.
İmam Zeynel Abidin (a.s), Hz. Ali’nin (a.s) hayatının bir bölümünü, İmam Hasan ve İmam Hüseyin’in (a.s) imamet dönemlerini yaşamış ve Muaviye’nin Irak ve diğer bölgelerdeki Şiileri baskı altına alma çabalarını gözlemlemiştir.
İmam Zeynel Abidin (a.s), saygıdeğer babası ve diğer yoldaşları ile birlikte Kerbela’da bulunmuş ve Aşura günü babasının, ağabeyinin, amcasının ve Kerbela’daki diğer şehitlerin öldürülüşüne şahit olmuştur.
O gün, ilahi hikmet gereği hasta olan İmam Zeynel Abidin (a.s), İmam Hüseyin’den (a.s) sonra topluluğun imamet ve liderliğini üstlenmek için hayatta kalmıştır ve esirlerle birlikte Kufe ve Şam’a götürülmüştür.
Eğer Kufe ve Şam’da İmam Zeynel Abidin (a.s) ve muhterem halası Hz. Zeynep’in (s.a) aydınlatıcı çabaları olmasaydı, belki de Aşura ve Kerbela’nın hatırası bugüne kadar yaşamazdı.
Bu farkındalık çabalarından biri, İmam Zeynel Abidin’in (a.s) Şam’daki camide Yezid’in huzurunda yaptığı meşhur hutbedir.
O hazret, Yezid’in huzurunda konuşma istediklerinde, Yezid ilk başta reddetti, ancak halktan bazıları sözlerini dinlemek istediklerini söyleyince halkın ısrarı üzerine izin verdi. Yezid, “Eğer minbere çıkarsa beni ve Ebu Süfyan soyunu rezil edecektir,” demiştir. Halk ise “Bu genç ne söyleyebilir ki böyle etki etsin?” diye sormuşlardır. Yezid ise şöyle cevap verir: “Onlar, daha çocukluktan itibaren ilim sahibi bir ailedendir.” Yine de halkın ısrarı üzerine İmam minbere çıkmış ve kalpleri sarsan, gözleri yaşartan o eşsiz ve meşhur hutbeyi okumuştur.
Dua ve münacatlar, İmam Zeynel Abidin’in (a.s) Kerbela olayından sonra Benî Ümeyye’nin karanlık dönemlerinde halkı doğru yola iletmek için kullandığı kültürel bir stratejiydi.
Bu büyük İmam, Umeyye ve Mervanîlerin baskıcı ortamında Muaviye ve Yezid ile ümmetin üzerindeki zalim sistemlerin etkisinden halkı kurtaracak farklı bir mücadele yöntemi benimsemek zorundaydı.
Bu yöntem, insanları İslam’ın gerçekleri ve sünnet-i seniyyeye aşina kılmayı, İslam dünyasında devrim yaratmayı hedefliyor ve düşmana bahane vermiyordu.
Sahife-i Seccadiyye, İmam’ın dualarından oluşan, içeriği derin, en güzel ve en fasih dualardan oluşan bir eser olup, her cümlesi insana yeni bir ders öğretir.
Gerçekten de, Allah’la münacat etmeyi insanlara öğreterek ruh ve gönüllere ışık ve safa getirir.
İmam Zeynel Abidin’in (a.s) “Risaletü’l-Hukuk” adlı eseri de günümüz insan haklarına dair derin ve çok yönlü bir bakış sunar, insanın hakiki doğasına olan derin ilgisi ile tanınır.
Farazdak’ın İmam Zeynel Abidin hakkındaki meşhur şiiri, Hişam bin Abdulmelik’in dikkat çekmediği bir anda, hac yolculuğunda halkın İmam Zeynel Abidin’e gösterdiği olağanüstü saygıyı anlatır.
Bazı tarihî kaynaklar, İmam Zeynel Abidin’in Hicri 94 yılının Muharrem ayının yirmi beşinci günü Velid bin Abdulmelik tarafından zehirletilerek şehit edildiğinden bahseder.
O büyük İmamın mezarı, Medine’deki Bâki Mezarlığı’nda; amcası İmam Hasan ve oğlu İmam Muhammed Bakır ve torunu İmam Cafer Sadık ile yan yana bulunmaktadır.