Britanya’da Hristiyanlığın Gerilemesi, İslam’ın Yükselişi ve İslam Karşıtı Anlatılar; İngiltere Müslüman Toplumu Yapısal Ayrımcılığa Karşı

Britanya’da Hristiyanlığın Gerilemesi, İslam’ın Yükselişi ve İslam Karşıtı Anlatılar; İngiltere Müslüman Toplumu Yapısal Ayrımcılığa Karşı
Yeni istatistikler, Britanya’da büyük bir dini dönüşümü göstermektedir.
Müslüman nüfus artarken, Hristiyanlara olan bağlılık azalmaktadır.
Ancak bu demografik değişiklikler, Müslümanları şüphe, baskı ve ayrımcılığın hedefi haline getiren politikalarla eşzamanlı olarak yaşanmaktadır.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
Temmuz ayında Britanya tarihinde ilk kez, kendini Hristiyan olarak tanımlayan vatandaşların sayısı ülke nüfusunun yarısından daha azına düştü. 2021 yılı ulusal nüfus sayımında, katılımcıların sadece %46,64’ü bu dini kimliği benimsemiştir.
Zhenit Ajansı’nın haberine göre, bunun aksine, kendini Müslüman olarak tanımlayan çocukların sayısı %10’a ulaştı ve bu durum, gelecek nesil içinde derin dini değişimlerin habercisidir.
Bu değişiklikler, genç nesil içinde dini inancın giderek azalması ve Britanya toplumunda dini ve kültürel çeşitliliğin artmasıyla aynı anda meydana gelmiştir.
Bu istatistiki gerçeklere rağmen, Müslümanlar hala yapısal güvensizlik ve medyada olumsuz anlatılarla karşı karşıyadır.
Middle East Eye haber platformuna göre, Britanya hükümeti, Müslümanların yoğun olduğu okullardaki radikal grupların ve aşırı Sünni hareketlerin etkisi iddialarına dayanarak katı güvenlik politikaları uygulamıştır. Bu politikalar, anaokullarını dahi “radikalizm” belirtilerini tanımlayıp rapor etmeye mecbur kılmıştır.
Bu önlemler, hiçbir Müslüman öğretmenin aşırılıkla suçlanarak mahkûm edilmediği ve birçok dosyanın sonuçsuz kapandığı bir ortamda alınmıştır.
Buna karşın, çocuk istismarı ile ilgili davalarda, Eğitim ve Çocuk Hizmetleri Müdürlüğü gibi sorumlu kurumlar resmi raporların tavsiyeleri ve gerekli yapısal reformları uygulamaktan kaçınmışlardır.
Uzmanlara göre, bu sorunların kök nedenlerine ve sistemik sorunlara odaklanmak yerine, suçluların dini kimliklerine yoğunlaşılmıştır. Bu da açık bir ayrımcı tutum ve sosyal sorunlarla ilgili eşitsiz politikaları gözler önüne sermektedir.
Bu yaklaşım, mağdurlara hiçbir fayda sağlamamakla birlikte, Müslümanlarla toplumun diğer kesimleri arasında güvensizlik ve ayrılıkların devam etmesine neden olmaktadır.
Bu nedenle uzmanlar, bu yaklaşımın sorunları çözmek yerine sosyal gerilimleri derinleştirdiği ve Müslümanlara karşı olumsuz klişeleri güçlendirdiği konusunda uyarıda bulunmaktadır.
Yasanın uygulanmasındaki eşitsizlik Müslümanları ekstra baskı altına alırken, Britanya’nın eşit bir topluma mı yoksa örgütlenmiş ayrımcılığın kalıcı hale geldiği bir yöne mi gidip gitmeyeceği sorusu gündeme gelmektedir.