Dünya

Darfur’da İnsani Felaket; Açlıktan Ölen Çocuklar, Mağdur Kadınlar, Soykırım Alarmı ve Dünyanın Ölümcül Sessizliği

Darfur’da İnsani Felaket; Açlıktan Ölen Çocuklar, Mağdur Kadınlar, Soykırım Alarmı ve Dünyanın Ölümcül Sessizliği

Dünya birçok siyasi meseleyle meşgulken, Sudan’ın Darfur kenti modern zamanların en eşi benzeri görülmemiş insani felaketlerinden birine tanıklık ediyor.

Bölge tecavüz, açlık, cinayet ve evsizliğin günlük hayatın bir parçası haline geldiği bir yer haline geldi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve BM kuruluşları, bu bölgede savaş suçlarının ve insanlığa karşı suçların yaygın olarak işlendiğini bildirdi.

👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki haberini inceleyelim.👉🏻

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcı Yardımcısı Nuzhat Shamim Khan, Perşembe günü BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı açıklamada, “Darfur’da tecavüz bir silah haline geldi ve belirli etnik gruplardan kadın ve kız çocuklarının kaçırılması sıradanlaştı.” dedi.

“7.000’den fazla belge ve tanıklık, kadınlara, çocuklara ve sivillere karşı işlenen suçlara dair kesin kanıtlar sunuyor” diye ekledi.

Sudan silahlı kuvvetleri ile Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasındaki çatışmalar, El Fasher şehrinin kuşatılmasına yol açtı.

Bu kuşatma, insani yardımların ülkeye ulaşmasını engelledi ve yarım milyondan fazla insanın hayatını riske attı.

UNICEF, Darfur’daki çocuklar arasında yetersiz beslenmenin on yılın en yüksek seviyesine ulaştığını ve yalnızca yılın ilk beş ayında Kuzey Darfur’da 40.000’den fazla çocuğun tedavi gördüğünü açıkladı.

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi, yardım görevlilerinin hedef alındığını, hastanelerin bombalandığını ve içme suyu kaynaklarının kirletildiğini açıkladı.

Kolera ve kızamık gibi salgın hastalıklar çatışma bölgelerinde yayılıyor.

Nuzhat Shamim Khan, 2000 yılında benzer suçlardan aranan Ömer el-Beşir ve Ali Kuşayb da dahil olmak üzere, suçların başlıca faillerinin tutuklanması çağrısında bulundu.

Sözlerine şöyle devam etti: “Uluslararası toplum şimdi harekete geçmezse, tarih bu sessizliği affetmeyecektir.”

Ehli Beyt açısından, zulüm karşısında kayıtsızlık ve sessizlik kınanacak bir durumdur.

Dini uzmanlara göre, bugün insan hakları aktivistleri ve medya, Sudan’daki muhtaç insanlara yardım etmek için yardım kuruluşlarına maddi destek sağlamanın yanı sıra, daha büyük bir felaket yaşanmadan önce hükümetlere ve uluslararası kurumlara Darfur’un sesine yanıt vermeleri için diplomatik baskı yapmaya özellikle dikkat etmelidir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu