Fransa’da İslam Karşıtı Grubun Yargılanması; Selefi Radikalizminin Etkileri ve Ehli Beyt İslam’ının Tanıtımındaki İhmal

Fransa’da İslam Karşıtı Grubun Yargılanması; Selefi Radikalizminin Etkileri ve Ehli Beyt İslam’ının Tanıtımındaki İhmal
Fransız mahkemesi, Müslümanlar arasında korku ve şiddet yaratarak İslam’ın yayılmasını engellemek amacı taşıyan aşırılık yanlısı bir grubun üyelerinin yargılanmasına başladı.
Bu grubun planları arasında, 200 radikal Sünni imamın suikaste uğratılması ve bir caminin patlatılması da yer alıyordu.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻r
3 Haziran Salı günü, Fransa’da “Operasyon Güçleri” (AFO) adlı aşırı sağcı grubun 16 üyesinin davasına bakan bir mahkeme süreç başlattı.
Hemşire, mühendis, emekli diplomat gibi çeşitli mesleki geçmişe sahip bireylerden oluşan bu grup, 2017 yılından itibaren Fransa’da “İslamcılığın nüfuzu” olarak adlandırdıkları duruma karşı koymayı hedefleyen gizli bir ağa dâhil olmuştu.
Fransız medya kaynaklarına göre, bu grup terör eylemleri planlama girişiminde bulundu ve eylem taslağı hazırladı; helal gıdaların mağazalarda zehirlenmesi, en az 200 radikal Sünni imamın suikastı ve Paris banliyösündeki bir caminin patlatılması gibi.
Fransa polisi tarafından yapılan soruşturmalarda, sanıkların evlerinde büyük miktarda silah, mühimmat ve patlayıcı madde olduğu tespit edildi.
Planların tehlikeli doğasına rağmen, uygulamaya konmadıkları için davaya daha hafif suçları ele alan bir asliye ceza mahkemesinde bakılıyor.
Fransa terörle mücadele savcılığı, bu grubun 2015 ve 2016 yıllarında yaşanan saldırıların sonrasında oluşan gergin atmosferi kötüye kullanarak genel anlamda İslam’a karşı korku ve nefret yaymayı amaçladığını belirtti.
Din perspektifine sahip toplumsal uzmanlar, bu tür radikal İslam yorumlarının, bu nur dolu ve ilahi rahmetle dolup taşan dinin batı kamuoyunda yanlış tanınmasına neden olmasına karşı durulması gerektiğini savunuyor.
Ehlibeyt’in akılcı ve merhamet dolu öğretileri küresel olarak henüz yeterince tanıtılmamışken, Selefi ve aşırılık yanlısı akımlar tekfirci ve şiddet yanlısı öğretilere dayanarak İslam’ı korku verici ve tehdit edici bir şekilde tanıttı.
Bu tanıtım eksikliği, Batı’da İslam karşıtlığının büyümesine zemin hazırladı.
Dini uzmanlar, şimdi, her zamankinden daha fazla, gerçek İslam’ın, Ehli Beyt İslam’ının tanıtımını yapacak bağımsız kültürel ve medya kurumlarının çabasına ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.
Sevgi, akılcılık ve adalete dayanan bu İslam anlayışı, bu krizin her iki tarafındaki aşırılıkçılığa etkili bir yanıt olabilir.