Başarısız Terör Komplosu: İngiltere’deki İslamî Camileri Hedef Alan Üç Aşırı Sağcı Mahkûm Edildi

Başarısız Terör Komplosu: İngiltere’deki İslamî Camileri Hedef Alan Üç Aşırı Sağcı Mahkûm Edildi
İngiltere’de son yıllarda terörle mücadele kapsamında en dikkat çeken davalardan birinde, aşırı sağa mensup üç silahlı kişi, İslamî camilere ve eğitim merkezlerine yönelik dehşet verici saldırılar planlamakla mahkûm edildi. Bu planla, yıkıcı bir “ırk savaşı” kıvılcımı ateşlenmek isteniyordu.
İngiliz mahkemesi, Brugan Stewart, Marco Pettzito ve Christopher Ringrose’u, Kuzey Doğu İngiltere Terörle Mücadele Polisi’nin istihbaratla iş birliği yaparak yürüttüğü uzun ve titiz soruşturmalar sonucunda mahkûm etti. Soruşturma gösterdi ki; üçlü, sadece aşırı söylemlerde bulunmamış, aynı zamanda silah toplayarak onları depolamak ve İslamî ibadethaneleri hedef almak suretiyle fiili harekete geçmişti.
“Kökenciler” adı altında internette faaliyette bulunan terör hücresi, nefretle dolu yankı odası oluşturmuştu. Üyeleri arasında ırkçı söylemler değiş tokuş ediliyor, toplu katilleri övüyor ve “düşmanlar” olarak tanımladıkları kimselere karşı şiddet eylemleri gerçekleştirilmesi çağrısında bulunuyorlardı. Hedefleri arasında camiler ve İslamî okullar varken, bu doğrudan toplumsal barışa ve kültürel çoğulculuğa saldırıyı temsil ediyordu.
Güvenlik baskınları neticesinde, sayısı 200’ü aşkın silahların yer aldığı gerçek bir cephanelik ele geçirildi. Bunlar içinde satırlar, av bıçakları, kılıçlar ve ok-yaylar yer alırken, ayrıca kurşun geçirmez yelekler ve yarı askeri ekipmanlar da bulundu. Aynı zamanda yasa dışı bir elektroşok cihazı ve üç boyutlu yazıcı kullanarak yarı otomatik bir ateşli silah üretme girişimi tespit edildi.
Soruşturmalar ayrıca, grubun ideolojik ilhamını Nazi ideolojisinden aldığı ve “Nazi SS” gibi gruplara hayranlık duyduklarını ortaya koydu. Bu durum, ırkçı aşırılık yanlısı düşüncelerin Batı toplumlarına sızma çabalarının hala devam ettiğini düşündürdü.
Terörle Mücadele Polisi Başkanı Müfettiş James Dunkerly, üç kişinin “nefret dolu ırkçı görüşleri benimsediğini ve sadece sözde değil, fiili olarak da şiddetin peşine düştüklerini” vurguladı. “Herhangi bir saldırıyı gerçekleştirmeden önce yakalanmaları, istihbarat ve hukuki iş birliği açısından büyük bir başarıdır” dedi.
Kraliyet Savcılığı Terörle Mücadele Bölüm Başkanı Bethan David ise, davanın “ırkçı aşırılığın oluşturduğu tehdidi gözler önüne serdiğini” belirtti ve “katliam hazırlıklarının ciddi ve ileri düzeyde olduğunu” ifade etti.
Bu dava ışığında, toplumların nefret ve aşırılık düşüncelerine karşı korunmasının önemine dair çağrı yeniden yinelenmektedir. Masumları hedef alan ve sahte kavramlarla beslenen bu düşünceler, en başta İslam olmak üzere, ilahi yasalar tarafından mahkûm edilmekte ve insanlığın ayrım gözetmeksizin onurlu bir şekilde barış içinde yaşamasını öğütlemektedir.