Hindistan ile Pakistan Arasındaki Askeri Gerginliklerin Ardından Hindistan’da Müslümanlara Karşı Nefret Söylemi ve Şiddet Artış Gösterdi.
Hindistan’daki çeşitli bölgelerde, Hindistan ile Pakistan arasındaki gerginliklerin ve askeri çatışmaların artmasının ardından Müslümanlar geniş çaplı bir nefret söylemi ve şiddet dalgasıyla karşı karşıya kaldı.
Aşırı Hindu gruplar, Müslümanları ülkeden atmakla tehdit ediyor ve birçok şehirde onlara karşı şiddetli saldırılar ve taşkınlıklar meydana geliyor.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
Keşmir’deki Pulwama terör saldırısının üzerinden henüz üç hafta geçmeden, Hindistan’da Müslümanlara karşı 180’den fazla şiddet ve nefret suçu vakası kaydedildi.
“Al Jazeera English” haber ağına göre, bu vakalar fiziksel saldırılar, dini mekanlar, dükkanlar, camilere yönelik taşkınlık ve hatta aşırı Hindu gruplar tarafından gerçekleştirilen birkaç cinayet içeriyor.
Uttar Pradeş eyaletinde, “Kshatriya Gau Raksha Dal” isimli aşırı grubun üyeleri Müslüman bir adamı öldürdü ve akrabalarına saldırdı.
Ayrıca Mangalore ve Bokaro şehirlerinde Müslümanların yargısız infazlarına dair vakalar rapor edildi, bu durum uluslararası düzeyde birçok endişe yarattı.
Bu saldırılarda güvenlik güçleri ya kayıtsız kaldı ya da bazı durumlarda saldırganları kışkırttı.
El Cezire’nin raporu, Keşmirli kız öğrenciler, Müslüman satıcılar ve ailelerine karşı geniş çaplı şiddete işaret ediyor.
Maharashtra eyaletinde, silahlı çeteler Müslüman kadınları aşırılık yanlısı sloganlar atmaya zorladı ve onları Pakistan’a sürgün etmekle tehdit etti.
Bu şiddet olayları, Hindistan’daki Müslüman azınlığa karşı nefret söyleminin ve ciddi kısıtlamaların boyutlarını gösteriyor.
Fiziksel şiddetin yanı sıra, bazı eyaletlerde dini okullar, evler, klinikler ve Müslüman mezarlıklarının tahrip edilmesi de kaydedildi.
Bazı Hindu gruplar tarafından gerçekleştirilen bu eylemler, uluslararası insan hakları örgütlerinden sert tepki aldı.
Bu örgütler, Hindistan hükümetinden dini azınlıkların güvenliğini sağlamak ve bu şiddet dalgasını durdurmak için acilen gerekli önlemleri almasını talep etti.
Mevcut durum, Hindistan’daki Müslümanların kriz ve savunmasız bir konumda olduklarını gösteriyor. Bu durum uluslararası kuruluşların ve dünya toplumunun ciddi ilgisini gerektiriyor.
