Japonya’da Şiilik; Umut Vadeden Bir Geleceğe Sahip Unutulmuş Bir Tarih

Japonya’da Şiiliğin tarihi sadece geçen yüzyıldaki göçlerle sınırlı olmayıp İslam’ın ilk yüzyıllarına kadar uzanan derin ve bilinmeyen köklere sahiptir.
Bu hakikat, bugün Japon bilginlerinin ve göçmen Müslümanların gayretleriyle bu topraklarda yeniden canlandırılmıştır.
👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻
Japonya’da Şiilik, yaygın inanışın aksine, sadece son on yıllardaki göçmenlerle sınırlı olmayan, yüzyıllardır var olan bir geçmişe sahiptir.

Merhum Muhammed Kayyım Savada Safa da dahil olmak üzere bazı araştırmacılar, Şiilerin Emeviler’in zulmünden kurtulmak için deniz yoluyla Güney Çin’e, oradan da Japonya’ya göç ettiklerini ve Matagi bölgesine yerleştiklerini ileri sürmektedir. Bu kelime Arapça “muttaki” kelimesinden türemiş bir kelimedir.
İlginç bir kanıt da Niko Milli Parkı’nda beş kutsal tepenin bulunmasıdır. Sawada Safa, bu dağların “Al-i Aba’nın beş oğlunu” sembolize ettiğini söylüyor. Bu durum, Şiilik ile Japonya’nın kültürel tarihi arasındaki derin bağın bir göstergesidir.
Ancak bugün Japonya’daki Müslümanların büyük çoğunluğunu İran, Irak, Endonezya, Pakistan ve Mısır gibi İslam ülkelerinden gelen göçmenler oluşturmaktadır.
Japonya Müslümanlarının yalnızca yüzde 10’u ülkede yaşıyor ve bunların birçoğu dini araştırmalar sonucunda Şiiliğe geçmiş durumda.
Son yıllarda Şeyh İbrahim Sawada ve Toshihiko Izutsu gibi Japon Şii alimlerin faaliyetleri, bu ülkede Şiiliğin konumunun yeniden tanımlanmasında önemli bir rol oynamıştır.
Kur’an-ı Kerim’in, Nehcü’l-Belağa’nın ve İslam âlimlerinin eserlerinin Japoncaya tercüme edilmesi, bu topraklarda yaşayan insanlar arasında Ehl-i Beyt (a.s.) hakkındaki bilginin yaygınlaşmasına zemin hazırlamıştır.
Bugün, nüfus kısıtlamalarına rağmen İslami merkezlerin, Hüseyniyelerin ve yeni nesil Japon âlimlerinin varlığı, Doğan Güneş Ülkesi’nde Şiilik için parlak bir gelecek vaat ediyor.