Uncategorized

Ayasofya; Güvenli Bir Gelecek İçin Dayanıklılık Yolunda Bin Yıllık Bir Miras

Yüzyıllar boyunca siyasi, dini ve kültürel değişimlere sahne olan İstanbul’un tarihi ve dini simgesi Ayasofya, depreme karşı canlılığını koruması amacıyla restorasyon ve güçlendirme çalışmalarında yeni bir döneme giriyor.

İslam mirasını korumada iman, bilim ve sorumluluğun bir arada olduğunu gösteren bir eylem.

👈🏻Arkadaşımızın bu konu hakkındaki raporunu inceleyelim.👉🏻

İstanbul’un kalbindeki, 1500 yılı aşkın tarihiyle ihtişamlı Ayasofya, yeni bir restorasyon ve güçlendirme sürecine girdi.

Uzmanların Ayasofya’nın yapısına son 150 yılda yapılan en büyük müdahale olarak nitelediği bu önlem, bu değerli eseri deprem riskinden korumayı amaçlıyor.

Projeyi yürüten Bilim Kurulu Üyesi Mehmet Selim Oktan, bu çalışmada önceliklerin ana kubbe, yarım kubbeler ve minareler olduğunu açıkladı.

Yıpranmış parçalar kaldırılacak ve metal yapılar güçlendirilecek, cami ise ibadete açık kalacak.

Önce kilise olan, 1453’te İstanbul’un fethiyle camiye çevrilen, daha sonra müzeye dönüştürülen ve en sonunda 2020’de Yargıtay kararıyla tekrar camiye dönüştürülen Ayasofya, daima İslam dünyasının dini ve kültürel kimliğinin sembolü olmuştur.

Türkiye’de geçmişte yaşanan yıkıcı depremler, özellikle 7,8 büyüklüğündeki deprem sonrasında İstanbul’un deprem güvenliğine ilişkin endişeler arttı.

Ayasofya’nın onarımı manevi değerinin yanı sıra, aynı zamanda ilmi sorumluluk ve ibadet edenlerin can güvenliğinin korunması yönünde atılmış bir adımdır.

Bu proje tarih ile gelecek arasındaki bağı simgeliyor. İmanla inşa edilen mirasın, bilgiyle de korunmasını ve dua ve yakarış limanı olarak kalmasını sağlama çabaları.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu