Trump’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Yönelik Yaptırımları; Avrupa İle Yüzleşme ve İsrail’e Destek
Donald Trump’ın, İsrailli yetkililere yönelik tutuklama emrine yanıt olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC) yeni yaptırımlar uygulama kararı, yurt içinde ve yurt dışında yaygın bir muhalefetle karşı karşıya kaldı.
ABD, bu uluslararası kuruluşa yaptırımlar uygularken, Avrupa Birliği, Mahkeme’nin bağımsızlığına kesin destek verdiğini ve yargı işlerine siyasi müdahaleye karşı olduğunu açıkladı.
Donald Trump yönetimi yakın zamanda Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC) karşı yaptırımlar uygulayan yeni bir başkanlık kararnamesi yayınladı.
Bu eylem, Gazze’de savaş suçları işledikleri iddiasıyla İsrail yetkilileri hakkında tutuklama emri çıkarılmasına yanıt olarak yapıldı.
Trump, mahkemenin yargı yetkisini eleştirerek bunu yasadışı ve temelsiz olarak niteleyerek mahkeme yetkililerine karşı yeni yaptırımlar duyurdu.
Bu yaptırımlar arasında kurumun Amerikan ve İsrail yetkililerine yönelik soruşturmalarına işbirliği yapan mahkeme üyeleri ve ailelerine yönelik mali ve vize kısıtlamaları da yer alıyor.
Bu karar Avrupa Birliği’nin sert muhalefetiyle karşılandı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula van der Leyen, söz konusu yaptırımlara yanıt olarak, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin uluslararası suçlardan dolayı hesap verebilirliği ve sorumluluğu garanti altına aldığını ve siyasi müdahale olmaksızın cezasızlıkla mücadeleye devam etmesi gerektiğini belirtti.
Avrupa Birliği, Mahkemenin bağımsızlığına desteğini vurgulamış ve kurumun uluslararası adaleti sağlama yönündeki çabalarını savunmuştur.
ABD ile Avrupa arasında Uluslararası Ceza Mahkemesi konusunda yaşanan bu karşı karşıya geliş, uluslararası politika alanındaki derin farklılıkları yansıtıyor.
İsrail’e her zaman destek veren ABD, Mahkeme’nin eylemlerini sınırlamaya çalışırken, insan haklarının savunucusu olan Avrupa Birliği, Mahkeme’nin bağımsızlığına ve işleyişine saygı duymaya devam ediyor.
Bu gelişmeler, Atlantik’in iki yakası arasındaki diplomatik gerginliğin artmasına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda uluslararası adaletin geleceği ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne üye olmayan ülkeler üzerindeki etkileri konusunda da ciddi soruları gündeme getiriyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bu yaptırımları kınarken bir açıklama yaparak, personelini kararlılıkla desteklediğini ve dünya çapında suç mağduru milyonlarca insana adalet sağlamak ve umutlarını geri kazandırmak için çabalamaya devam ettiğini belirtmesi dikkat çekicidir.
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başkanı Tokumo Akane de Trump’ın emrini kınayarak, bunun küresel düzene yönelik tehlikeli bir saldırı olduğunu söyledi.
Akane’nin açıklamasında, “Trump’ın emri, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin her davada adaleti sağlama yeteneğini baltalamayı amaçlayan bir dizi benzeri görülmemiş ve artan saldırının sonuncusudur. Bu çirkin tehditler ve eylemler, hukukun üstünlüğüne dayalı küresel düzene ve milyonlarca mağdura yönelik bir saldırıdır.” dedi.
