Hava Kirliliği ile Psikolojik Bozukluklar Arasındaki Olumsuz İlişki Üzerine Yeni Bir Araştırma
St Andrews Üniversitesi’nin yeni araştırması, hava kirliliğine, özellikle nitrojen dioksit ve partikül maddeye uzun süreli maruz kalmanın, zihinsel ve davranışsal bozukluklar nedeniyle hastaneye kaldırılma oranlarını artırabileceğini gösteriyor.
Bu bulgular daha güçlü çevre politikalarına olan ihtiyacı vurgulamaktadır.
İskoçya’daki St. Andrews Üniversitesi’nin 200.000’den fazla tıbbi kaydı inceleyen yeni araştırması, hava kirliliği ile psikolojik bozukluklardaki artış arasındaki bağlantıyı doğruladı.
Araştırmacılar, karayolu trafiği ve endüstriyel faaliyetlerden kaynaklanan kirliliğin, özellikle nitrojen dioksit ve PM2.5 ve PM10 asılı parçacıklarının, kirli bölgelerde yaşayanların ruh sağlığı üzerinde doğrudan etkileri olduğunu buldu.
2002-2017 yılları arasında gerçekleştirilen bu çalışma, hava kirliliği yoğunluğunun yüksek olduğu bölgelerde akıl hastalarının hastaneye yatma oranının arttığını gösterdi.
BMJ Open dergisinde yayınlanan araştırma, İskoçya Kamu ve Çevre Sağlığı verilerine dayanarak hava kirliliğinin yalnızca fiziksel hastalıkları değil aynı zamanda zihinsel sağlığı da etkilediğini gösteriyor.
Daha önce başka araştırmalar da hava kirliliğinin şizofreni ve bipolar bozukluk gibi ruhsal bozukluklara neden olabileceğini göstermişti.
Bu araştırmanın araştırmacıları, katı çevresel kısıtlamalar getirilmesinin gerekliliğini vurguluyor ve hava kirliliğini azaltmanın sağlık sistemleri üzerindeki baskıyı hafifletebileceğine ve halk sağlığını iyileştirebileceğine inanıyor.
Bu bulgular, yenilenebilir enerji kullanımına yönelmenin ruhsal hastalıkların azaltılmasına yardımcı olabileceğini vurgulamaktadır.