Magdeburg Terör Saldırısının Ardından Alman Aşırı Sağ Partilerinin Seçimleri İstismar Etme Çabası
Almanya’nın Magdeburg kentinde son dönemde yaşanan ve 34 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısı siyasi gündem konusu haline gelirken, aşırı sağ partiler de bunu göçmenlere ve Müslümanlara yönelik antipatiyi güçlendirmek için kullanıyor.
Almanya’nın Magdeburg kentindeki son terör saldırısı, bu ülkenin siyasi atmosferinde hızla tartışmalı bir konu haline geldi.
En az 34 kişinin ölümüne yol açan saldırı, bir anda aşırı sağcı grupların göçmenlere ve Müslümanlara karşı bir ortam yaratmasına araç oldu.
Bu gruplardan bazıları bu saldırıyı gerekçe göstererek göç kapılarının kapatılmasını ve göçmenlerin ülkelerine geri dönmesini talep etti.
Göç ve İslam karşıtı pozisyonlara sahip sağ görüşlü “Almanya İçin Alternatif” partisi, bu olayın ardından güvenlik önlemlerinin ve göç kısıtlamalarının arttığını vurgulayarak, bunu Alman hükümetinin açık göç politikalarının sonucu olarak değerlendirdi.
Dominik Köfner gibi bu partinin üyeleri, milyonlarca kişinin Almanya’ya göçünün ülkenin güvenliğine tehdit olduğunu, çözümün göçmenlerin geri gönderilmesi olduğunu iddia etti.
Bu açıklamalar, başta Müslümanlar olmak üzere pek çok göçmenin ekonomik ve sosyal sorunlar nedeniyle Almanya’ya geldiği ve artık aşırı grupların siyasi saldırılarının hedefi haline geldiği bir dönemde yapılıyor.
Siyasi analistler bu sürecin aşırı sağ partilerin lehine olacağına ve yaklaşan Almanya seçimlerinde güvenlik ve göçmenlik konularının seçim kampanyalarının ana odağı haline gelebileceğine inanıyor.
Bu gelişmeler, terör saldırılarının yalnızca güvenlik ortamını yoğunlaştırmakla kalmayıp, Almanya’da göç ve İslam karşıtı propagandanın da artışını körüklediğini gösteriyor.