“Anoreksiya” ve bunun bireyin yaşamı üzerindeki etkileri hakkında korkunç gerçekler
“Anoreksiya” veya yiyecek fobisi, kişinin belirli yiyecekleri yemekten, hatta onları düşünmekten korkmasına neden olan şiddetli bir kaygıdır.
Bu bozukluk kişinin sosyal hayatını ve ruh sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir.
Yiyecek fobisi olarak da adlandırılan anoreksi, yiyecek görme, koklama ve hatta hayal etme yoluyla ortaya çıkabilen yoğun bir yiyecek korkusudur.
Bu bozukluk konusunda uzman olan Christopher Paul Jones, yemek fobilerinin genellikle geçmiş olumsuz deneyimlerden kaynaklandığını söylüyor.
Örneğin 39 yaşında bir kadın olan Claire portakallardan korkuyor ve yanına bile yaklaşamıyor. Bu korkuyu hoş olmayan bir çocukluk deneyimine bağlıyor.
Bu bozukluk kısıtlı beslenme ve sağlık sorunlarına yol açabilir. Etkilenen kişiler genellikle yalnızca iki veya üç tür yiyecek tüketir ve bu da sağlıklarını tehdit edebilir.
Ayrıca yemek fobisi sosyal izolasyona, kaygıya ve hatta depresyona neden olabilir.
Yiyecek fobisi uzmanı Felix Economkais’e göre, beyin yiyeceği tehlikeli olarak algıladığında ondan kaçınmak son derece mantıklıdır.
Yiyecek fobisinin tedavisi, kişinin korkularıyla baş etmesine yardımcı olabilecek bilişsel-davranışçı terapi (CBT) ve hipnoterapi gibi psikolojik yöntemleri içerir.
Bu yöntemler, yiyeceklerle olan olumsuz duygusal bağları ortadan kaldırabilir ve kişiyi yavaş yavaş daha çeşitli ve sağlıklı yiyecekler yemeye yönlendirebilir.
Aksi takdirde bu korku ciddi fiziksel ve psikolojik sonuçlara yol açabilir.