İmam Hasan Mücteba (a.s), Hazreti Emir el-Müminin (a.s) ve Fatıma Zehra (s.a)’nın ilk çocuğu ve tüm Şii ve Sünni kaynakların çoğunluğuna göre Müslümanların zehirlenerek şehit edilen ikinci imamıdır. İmam Hasan (a.s), Muaviye’nin kışkırtmalarıyla eşi Cude tarafından zehirlenerek şehit edildi.
İmam Hasan Mücteba (a.s), Emirül Müminin (a.s) ve Fatıma Zehra (s.a)’nın ilk çocuğu ve Peygamberimizin (s.a.a)’nın ilk torunudur.
Tarihe göre Peygamberimiz (s.a.a) ona “Hasan” ismini seçmiş ve bu ismi çok sevmişti.
İmam Hasan Mücteba (s.a), hayatının yedi yılı boyunca Peygamberimizin (s.a.a) yanındaydı ve Rızvan biyatı ve Necran Hıristiyanlarıyla Mübahele gününde hazır bulundu.
İmam Hasan Mücteba (s.a)’nın faziletleri Şii ve Sünni kaynaklarda zikredilmiş olup,tathir ayetinde masumiyetinden bahsedilmiş Kisa hadisindeki Ehli Beyt’ten biridir.
İt’am ayeti, Meveddet ayeti ve Mübahele ayeti de kendisi, anne-babası ve kardeşleri hakkında nazil olmuştur.
İmam Hasan Müctebi, malının tamamını iki kez, yarısını da üç kez ihtiyaç sahiplerine bağışladı.
Bu hayırlarından dolayı kendisine “Kerim Ehl-i Beyt” denilmiştir.
İmam Hasan Mücteba (a.s), Osman’ın halifeliği sona erdiğinde çıkan isyanlar sırasında, Emirü’l-Mü’minin’in emriyle, halifeliği sırasında evini korumuş, onunla birlikte Kûfe’ye gitmiş Cemel ve Sıffin savaşlarında ordunun komutanlığını üstlenmiştir. Ayrıca İmam Hasan (a.s) yürüyerek 20-25 defa Hacca gittiği nakledilmiştir
İmam Hasan Mücteba (a.s) Emirül Müminin (a.s)’ın şehadetinden sonra 40. Kamerî yılda Ramazan ayının 21’inde imamete ulaştı ve aynı gün kırk binden fazla kişi halifelik için ona biat etti.
Muaviye, İmam’ın halifeliğini kabul etmeyi reddetti ve Irak’ta İmam Hasan Mücteba (a.s)’ın ordularıyla karşı karşıya geldi ve İmam’ın ashabını hileyle kendi tarafına çekti ve kendisine ateşkes teklif etti.
İmam Hasan Mücteba (a.s) İslam’ın temelini korumak için ateşkesi kabul etti ve Muaviye’nin Allah’ın Kitabı ve Peygamber’in sünnetine göre hareket etmesi, kendisine bir halef atamaması ve Emir el-Mü’minin’in Şiileri de dahil olmak üzere tüm müslümanların güvende olması şartıyla halifeliği Muaviye’ye devretti. Fakat Muaviye bu şartlardan herhangi birini yerine getirmedi.
İmam Hasan Müctebi, Hicri 41. yılda meydana gelen ateşkes hadisesinden sonra Medine’ye dönmüş ve ömrünün sonuna kadar orada kalarak Medine’de ilmi otoritenin sorumluluğunu üstlenmiştir.
Birçok Sünni tarihi kaynağa göre, İmam Hasan Mücteba (a.s) hayattayken Muaviye, bir veliaht atamama ve halifeliği kendisinden sonra birine bırakmama taahhüdüne rağmen Yezid’i veliaht ve halefi olarak tanıtmaya karar verdi. Muaviye’nin halktan Yezid’e biat alması önündeki en büyük engel, Hazreti İmam Hasan Mücteba (a.s)’ın varlığıydı.
Onun hakkında, 48 yaşında Hicri 50 yılında Sefer ayının 7. günü şehadet tarihini zikretmişlerdir.
İmam Hasan Mücteba (a.s), Peygamberimizin (s.a.a) kabrinin yanına defnedilmesini vasiyet etti. Ancak Aişe ve taraftarlarının engellemesi ve tabutunun oklanması sonucunda Baki mezarlığına defnedildi.